13 Aralık 2010 Pazartesi

Yolda...


Dolmuşta gidiyorduk...
İlker'den Kızılay'a doğru yol alıyorduk...
Biz on-onbeş kadar asık suratlı yetişkiniydik bindiğimiz dolmuşun...
O da annesinin kucağında oturmuş bir kız çocuğuydu...
İsmini bilmiyorum...

- Aaaa anne şu ağacaaaa baaaaakkk!dedi ben de aynı ağaca bakarken...
Annesi cevap vermedi...
Dolmuş, donan yolda virajları almaya çalışırken bir kere daha sıçradı annesinin kucağında küçük kız..
- Anne baaaaakk karlar nasıl böyle dümdüz olmuş! dedi ayak basılmamış bir bahçeden geçerken biz ve buz üzerindeki aksimiz...
Annesi yine cevap vermedi...
- Müsait bir yerde inecek var! dedi birisi...
Yaşlı amca inerken duran dolmuştan, küçük kız annesine soru sordu:
- Anne buz neyden yapılır?
Annesi isteksiz:
- Su'dan yapılır...dedi
- Bilemediiiiiin dedi, küçük kız; bazı buzlar kardan yapılır!
Ben gülümsedim, annesi hiç gülümsemedi, sanırım küçük kızın meraklı olması ve gün boyunca sorular sorması pek hoşuna gitmiyordu...Belki de bambaşka sebepleri vardı, belki çok yorgundu...Kim bilebilir...
Biz İlker'den Kızılay'a gitmeye çalışan on-onbeş kadar asık suratlı yetişkindik binzidiğimiz dolmuşun rutinine rutin katan...
Aramızda çevresiyle "gerçekten ilgilenen" sadece küçük bir kızçocuğu vardı annesinin kucağında oturan...Sorular soruyordu, merak ediyordu, farkına varıyordu...
Yetişkinlerin canını sıkıyordu küçük kızın soruları...
Dolmuş yola devam ediyordu...