26 Ekim 2012 Cuma

PAZARLARI HİÇ SEVMEM

Bloğumda hiç şarkı dinletmemiştim şimdiye kadar sizlere, ve aslında pazarları da severim...
Ama bu şarkı bazen iyi geliyor...
"Nasıl şey bir güneş, bir bulut ? " diyor...
Kafası karışıklar için...:)


23 Ekim 2012 Salı

ÇERÇEVE YOK, İÇİNDESİN!

Biraz dursam...Biraz sussam...Biraz daha iyi izlesem...?

Van Gogh Alive sergisinde ressamın doğayla ilgili kal-lavi lafları vardı...
Şimdi birebir hatırlamasam da ; doğanın mükemmelliği, uyumu, insanın ona muhtaç ve karşısında aciz oluşuyla ilgili mükemmel laflardı bunlar...Durdum düşündüm. Ben de doğayla ilgili bir kaç gözlemimi paylaşmak istedim kendisiyle, hiçbir şey bulamadım Van Gogh'a anlatacak...Çünkü doğayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Konuyla ilgili gözlemlerim evimin penceresinden görünen tek bir çam ağacı, haftada bir hatırlarsam suladığım sardunyalarım, yaşlı apartman yöneticisi teyzenin basarlarsa bacaklarını kıracağını söylediği çocukların korka korka yanından geçtiği çim alan kadardı ve bir kesişim kümesi gibi hepsi de penceremden küçük bir dikdörtgenin içine sığıyordu sadece. Perspektif sayesinde azıcık geride durup elimi uzattığımda gördüğüm o "bütüüüün doğa" avucumun içindeydi...Acaba resimde "ölü doğa" dedikleri bu muydu? Yook küçük de olsa canlıydı, küçük de olsa güzeldi. Ölü olan bendim, ölü olan dikdörtgendi, çok küçüktü doğa üzerindeki gayri safi milli hasılam...

O yüzden işte, başka canlılardan haberim olmadığından çok da iyi anlamıyordum etrafımda olan biteni...O'nun gibi "parlak sarı"nın ne demek olduğunu bir türlü hissedemiyor, en lirik anlarım bir elektirik kesintisi ya da ne bileyim ben bilgisayarıma virüs girmesiyle o anda çöküveriyordu. Yıldızlar asla etrafımda onunki gibi dönmeyecek, dönse bile benim zavallı teknolojik gözlerim bu helezonu göremeyecek, etrafına miyop miyop bakacaktı.


21.yy'da sanata merak salmak kimin fikriydi allah aşkına? Doğa cahilleri affetmezdi, sanat da...
Ve ben; ay ışığı, çiğ tanesi, ıhlamur kokusu, iğde fidesi gibi konularda çok cahildim...