23 Kasım 2016 Çarşamba

DÜNYAYA MEKTUP

Merhaba dünya,

Nasılsın? Beni sorarsan hiiiiçç...Ölüm iyisi gibi biraz...Çıkıştan önceki son bir kaç mutluluk gibi...
Öyle bakma, hiç inancım kalmadı sana. Hoş zaten yoktu. Halim itten beter ama yine de keyfim paşada yok diyeyim kısaca. Duruyorum. Evet itinayla duruyorum. Bir B planım kesinlikle yok. Hatta A'nın olduğundan bile şüpheliyim. Böyle her şey senin dışında gelişir ya, hani mutfakta bir kaç şeyin birbirine çarpıp kırılması gibi. Bakakalırsın yalnızca. Ha işte öyle bakıyorum senin işlerine...Hatta bir sinir gülmesi geliyor bazen, herkesin telaş içinde olduğu esasen belki benim de mücadelenin içinde olmam gereken şeylere bile bıyık altından gülüyorum. Biraz daha uzağa gidebilsem karnımı tutarak kahkaha bile atacağım neredeyse.

Bu arada söyleyeyim nereye gidersen git, kendinden uzağa gidemediğin için çok da mühim bi halt olmuyo öyle hayatında. Ama çok güzel başkalarının hayatlarıyla da tanışmak. Geldiğimden beri gözlem yapıyorum insan denen yaratığın davranışları netice olarak aynı. Valla bak. Çocuklar, ergenler, karı-kocalar ve yaşlılar dünyanın neresine gidersen git aynı şekilde davranıyorlar bence. Çocuklar başına buyruk ve korkusuz, ergenler gürültücü ve salak, karı-kocalar mutsuz, yaşlılar da bilgeler.

Neyse dünya, bir kaç iyi insan, birkaç mutlu an dışında hiç umrumda değilsin. Yaşamın evrenselliğine saygı duyuyorum sadece o kadar! Ama sana bazen pek duymuyorum sanki! Görüşürüz...